Başbakan Viktor Yanukoviç BDT(Bağımsız Devletler Topluluğu) ülkeleri temsilcileri ile yaptığı görüşmede Serbest Ticaret Bölgelerinin oluşturulması için gereken adımların bir an önce atılması gerektiğini söyledi.
Hatırlanacağı üzere BDT ülkeleri arasında 1994 yılında serbest ticaret anlaşması imzalanmıştı.
BDT üyesi ülkelerin devlet başkanları 28 Kasım’da Beyaz Rusya’nın başkenti Minsk’te bir araya geliyorlar. Yuşenko’nun toplantıya katılıp katılmayacağı ise hala kesinlik kazanmış değil.
DTÖ ve AB standartlarına uymaya çalışan ve uluslararası ekonomik ve ticari kuruluşlara dahil olma yolunda hızla ilerleyen Ukrayna’da, dış ticaret rejiminde istenilen serbestliğe ulaşılamamıştır. Sık sık yapılan mevzuat değişiklikleri, bazı lisans zorlukları, ürün kotaları, gümrük vergilerinin yüksekliği ve ithalatta alınan %20 KDV yabancı firmaların Ukrayna’ya yönelik ticaretini olumsuz etkilemektedir.
Ukrayna’nın dış ticaretinde, eski SSCB ülkeleriyle olan ticaretin payı büyüktür. Ukrayna’nın enerji konusunda dışa bağımlı olması nedeniyle, ithalatının büyük bir kısmını ham petrol ile Rusya ve Türkmenistan’dan ithal edilen doğalgaz oluşturmaktadır. Rusya Federasyonu’nun , Ukrayna’nın bir numaralı ticaret ortağı olduğunu burada belirtmek gerekiyor. 2005 yılında ithalatının %35,5’ini bu ülkeden, ihracatının % 21,9’unu bu ülkeye yapmıştır.
Kırgızistan ve Tacikistan hariç, Ukrayna ile eski SSCB ülkeleri ve Baltık ülkeleri (Estonya, Litvanya, Letonya) arasında imzalanan serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde, lüks tüketim vergisine tabi mallar hariç, sözkonusu ülkeler menşeli ürünlerin ithalatında karşılıklı olarak gümrük vergisi alınmamakta, sadece KDV tahsil edilmektedir. Ukrayna’nın Rusya Federasyonu ve Beyaz Rusya ile yapmış olduğu özel anlaşma çerçevesinde bu ülkeler menşeli ürünlerin ithalatında karşılıklı olarak KDV de tahsil edilmemektedir.(Ancak Rusya zaman zaman bu uygulama ile bağdaşmayan uygulamaları yürürlüğe koymaktadır).
Ukrayna ayrıca, 1994 yılında Avrupa Birliği ile en çok kayırılan ülke (MFN) uygulamasını sağlayan Ortaklık ve Yardımlaşma Anlaşması imzalamıştır.
En Çok Kayırılan Ülke: Bir ülkenin çeşitli ekonomik, siyasi ya da kültürel ortaklıklar dolayısıyla farklı bir ülkeye tanıdığı yatırım ve ticaret ayrıcalıkları.
En çok kayırılan ülke ilkesi, Dünya Ticaret Örgütü’nün temelini olusturan Gümrük Tarifeleri ve Genel Ticaret Anlasması’nın (GATT) dayandıgı dört temel ilkeden biridir. Bu ilke gereği ülkeler, ticari ortakları arasında ayırım yapmamakla yükümlüdür. Diger bir ifadeyle bu ilke, herhangi bir ülkeye sağlanan ticari ayrıcalıkların, tüm diger ülkeleri de kapsamasına iliskin bir hüküm olarak tarif edilebilir. Bu ilkenin, katı kurallara baglı bazı istisnaları bulunmaktadır (Gümrük Birlikleri, serbest ticaret anlasmaları, anti-damping ve telafi edici vergiler gibi). Bu ilkenin temel amacı, özellikle ithalata uygulanan vergiler ve yatırım serbestisine iliskin esit ticari sartlar yaratmak olarak özetlenebilir.
Bugün, Dünya Ticaret Örgütü’ne üye ülkeler bu ilke ile bağlıdırlar. (Ukrayna 2007 yılında Örtüt’e katılacaktır). Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmalarını oluşturan üç anlaşmada da (GATT, Hizmetler Ticareti Genel Anlasması-GATS ve Ticaretle Baglantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlasması-TRIPS) bu ilke öncelikli olarak yer almaktadır. En çok kayırılan ülke ilkesi böylece dünya ticari sisteminin en önemli belirleyici unsurlarından biri haline gelmiştir. Ticaretin serbestleştirilmesi yönünde atılan bu adımlar, eşit ticari koşullar yaratmanın aslında ekonomik olarak güçlü durumda olan ülkeler için fayda sağladığı gerekçesiyle elestirilmektedir. Bu nedenle, bu ilkenin gelismekte olan ülkelerin ihtiyaçları dogrultusunda yorumlanması gerektiği genel kabul görmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerle, gelişmiş ülkeler tarafından tanınacak tek taraflı tavizler çerçevesinde ticaret yapılması ve bunun mümkün olan en geniş ölçüde uygulanması yönünde bir fikir birliği oluşmaktadır. Diğer taraftan, eşit ticari koşullar yaratılmasına ilişkin bu ilke, Avrupa Birliği gibi bölgesel ticari entegrasyonlarda uygulanamamaktadır. Bilindigi gibi, AB’ye üye ülkeler kendi aralarında gümrük vergilerini sıfırlarken, üçüncü ülkelerle olan ticaretlerinde halen gümrük vergisi uygulamaktadırlar. Bir baska deyisle, gümrük birlikleri gibi bölgesel entegrasyon hareketlerine dahil ülkeler, kabul edilebilir istisnalar arasında oldugu için, birbirlerine tanıdıkları tarife tavizlerini üçüncü ülkelere tanımak zorunda değillerdir. Ancak bunun istisnaları ile karşılaşabilinmektedir.
RBK, igeme.org.tr, ikv.org.tr ve antimai.org’dan derlenmiştir.