Başkent Kiev’de Ukrayna, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Polonya ve Romanya Çevre Bakanları’nın katıldığı bir törenle imzalanan Karpatlar Deklarasyonu çerçevesinde bölge ülkelerinin doğal yaşamı korumak amacıyla ortak çalışmalar yapmaları öngörülüyor.
Anlaşma ile ayrıca tarım ve ormancılık alanlarında, ayrıca Karpatlar Bölgesi’nin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin kullanımı konusunda üye ülkeler arasında işbiliği yapılması amaçlanıyor.
Anlaşma sonucunda oluşturulan Karpatlar Konvensiyonu’nun, Almanya, Lihtenştayn, Fransa, İtalya, Slovenya, Avusturya ve İsviçre’nin katıldığı Alp Konvensiyonu’na benzer bir yapı sergilediğini söylemek mümkün. Temelleri 1952 yılında atılan, 2003 yılında Daimi Sekreteryası oluşturulan Alp Konvensiyonu, katılımcı ülkeler arasında doğal çevrenin korunması, taşımacılık, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının kullanımı konularında işbirliğini hedefliyor, bu konularda koordinasyonu sağlıyor.
Konu ile ile ilgili olarak Avrupa Birliği’nden Haziran 2002 ‘de bir açıklama gelmiş, genişlemenin doğaya faturası ağır olacağını diler getiren Avrupa Birliği tarafından, genişlemesinin Karpatlar bölgesindeki biyolojik çeşitlilik üzerindeki tehdidi ciddi biçimde artırabileceği belirtilmişti. Aynı yıl Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF), dünya çevre günü dolayısıyla İsviçre’nin Gland kentinde yayımladığı raporda ise , Romanya, Ukrayna, Polonya, Slovakya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Avusturya’nın bulunduğu bölgedeki Karpat sıradağlarının, bu ülkelerin gelecekte AB’ye üye olmasıyla ekolojik yönden tehdit altına girebileceği açıklanmıştı. WWF’nin raporunda, bu bölgede bulunan canlı çeşitliliği gözler önüne serilerek, burada yaşayan yaklaşık 481 bitki türü, çok sayıda boz ayı, kurt, vaşak, Avrupa bizonu gibi hayvanlar ve ‘‘İmparator kartal’’ gibi nesli tükenme tehlikesi bulunan çeşitli kuş türlerinin daha önceden de, avlanma, yol ve konut alanı açma sonucu tehdit altında olduğu vurgulandı.
Avrupa’nın bu bölgesinin, büyükbaş etoburların birarada yaşayabileceği son bölgelerden biri
olduğuna dikkat çekilen raporda, AB’nin tarım politikası ve büyük otoyol projelerinin bu bölgedeki çevresel tehdidi artırabileceği bildirildi. Öte yandan yine WWF’nin raporunda, bu bölgedeki biyolojik çeşitliliğin korunması amacıyla koruma bölgelerinin genişletilmesi, küçük çiftlikler ve ekolojik turizm gibi yerel ekonomik aktivitelerin desteklenmesi ve Karpatlar bölgesi ile ilgili uluslararası bir anlaşmanın onaylanması gibi öneriler getirilmişti.
ProUa, biodiversity.ru ve IBS Research & Consultancy “Sectoral Studies and Corporate Advisory Services in Turkey and Central Asia”dan derlenmiştir.
