9.4 C
Kiev
Cuma, Mart 29, 2024
spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

Nabucco yorumu: “Kararlılık şart”

nabucco11Radikal gazetesi, Almanya eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’ın Nabucco doğalgaz boru hattı projesi hakkındaki son makalesini çevirdi:

“Soğuk Savaş sonrası düzeni değiştirme hedefinde ilerlemek isteyen Kremlin, AB üyelerinin Rus doğalgazına bağımlılığını ciddi ölçüde azaltacak olan Nabucco’ya taş koymak istiyor. Avrupa, Rusya’nın doğalgazı siyasi amaçlarla kullanma politikasına karşı kararlı bir duruş sergilemeli.

Rusya ve AB jeopolitik komşular. İlişkilerinin gerçekten dostane olup olmaması, gerilimden ve çatışmadan uzak durması ikisi için de kritik önemde. Ekonomisini ve toplumunu modernleştirmediği sürece Rusya 21. asırda bir dünya gücü statüsünde olduğu iddiasını unutabilir ve hem eski hem de yeni yükselen güçlerin arkasına düşmeye devam edecektir. Dahası, Rusya’nın modernleş-mesi için ortaklara ihtiyacı var. Zira nüfusu ve ekonomik potansiyeli, ortaya çıkan yeni dünya düzeninde tek başına önemli bir rol oynamasına imkân vermeyecek kadar küçük. Rusya’nın stratejik nükleer silahları da, birinci sınıf güçler arasında kendisine yer bulmasını sağlamaya yetmeyecektir.

Laf çok, icraat yok

Peki Rusya yüzünü nereye dönebilir? Doğu Asya’ya mı? Güneye ve İslam dünyasına mı? Bunların hiçbiri ciddi seçenekler değil. Bu durumda Rusya yüzünü olsa olsa Batı’ya ve bilhassa da Avrupa’ya dönebilir.
Bununla birlikte Avrupa için Rusya’nın rolü hayati bir stratejik önem taşıyor. Sovyetler sonrası düzende, Rusya’nın eski Sovyet cumhuriyetleri veya uyduları üzerindeki hâkimiyetini artırma doğrultusunda yapılacak kısmi bir revizyon bile, AB’nin stratejisi ve güvenlik politikasında ciddi bir değişiklik anlamına gelecektir.
Her iki taraf da karşılıklı ilişkileri geliştirmek istediğini iddia ediyor, fakat Avrupalılarla Rusların ilişkilerini
aynı kavramlar üzerinden düşünüp düşünmediğine dair soru işaretleri söz konusu. Hoş sözlerin ötesine bakıldı-ğında, derin farklılıklar açığa çıkıyor.

Yakın komşuların işi zor

Rusya’nın eski devlet başkanı ve mevcut başbakanı Vladimir Putin birkaç yıl önce 20. asrın en büyük felaketinin Sovyetler Birliği’nin çöküşü olduğunu söylediğinde, sadece kendi adına değil, göründüğü kadarıyla Rusya’daki siyasi seçkinlerin çoğunluğu adına konuşu-yordu. Ancak Avrupalıların ezici çoğun- luğu muhtemelen SSCB’nın dağılmasını bir kutlama sebebi olarak görüyor.
Bugünün Rusya’sı Sovyetler sonrası Avrupa’da gerçekten de, en azından yakın çevresinin belli kesimlerinde oluşan düzeni tersine çevirmek için elinden geleni yapıyor; Avrupalılar ve Batı’ysa söz konusu düzeni ne pahasına olursa olsun sürdürmek istiyor. Moskova bu köklü farklılıkları anlamadığı ve bunlardan doğru sonuçlar çıkarmadığı sürece, Avrupalılar Rusya’nın Batı’ya dönük açılımını bir fırsat olarak görmeyecektir ve Rusya Avrupa’da her zaman derin bir güvensizlikle karşılaşacaktır.
Fakat bu, sayısız alanda pratik ve pragmatik işbirliğini engellemez.
Rusya bugün gücünü, sadece bir enerji ve başka doğal kaynaklar tedarikçisi olarak yeniden kazanmış durumda. Bu nedenle Putin’in söz konusu imkânı Rusya’nın gücünü yeniden inşa etmek ve Sovyet
sonrası düzeni değiştirmek için kullanmaya çalışması şaşırtıcı değil.
Rusya’nın Avrupa’ya doğalgaz tedariki bu açıdan hayati rol oynuyor, çünkü bu alanda, petrolden farklı olarak, Rusya’nın pazarlık gücü son derece yüksek. Daha da önemli olanı, yakın komşuları (Ukrayna ve Beyaz Rusya) ya da doğalgazını dışarı satmak için Rusya’nın boru hattı sistemine (Azerbaycan ve Türkmenistan) bağımlı.

Putin Ukrayna’yı afallattı

Rusya’nın doğalgaz ihracatı politikasıyla, bilhassa da doğalgaz fiyatlarının inişe geçtiği dönemlerde ekonomik çıkarlarını gözettiği ve şu an mevcut bağımlılıkları artırmak için Avrupa doğalgaz pazarındaki rolünü genişletmeyi istediği muhakkak. Fakat bu pek muhtemel değil: Rusya’nın Ocak 2009’da doğalgazı kesmesi, AB’ye ne gibi bir bedel ödenmesi gerekebileceğini gayet açıkça gösterdi.
İşte bu yüzden söz konusu dönemden bu yana AB’nin politikası ‘doğalgaz tedarik eden ülkeleri çeşitlendirmek’ yönünde. Bu politikanın en önemli tezahürü, Hazar Denizi, Orta Asya, Kuzey Irak ve Avrupa arasında bir güney koridoru açacak olan Nabucco boru hattı projesi. Nabucco Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşacak ve Hazar bölgesindeki tedarikçi ülkelerin Rus boru hatlarına, yeni güneydoğulu
AB üyelerinin de Rus doğalgazına bağımlılığını ciddi ölçüde azaltacak.
Bu nedenle Kremlin’in Nabucco’ya taş koymaya çalışması da şaşırtıcı değil.
Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığının artmasını önleme ihtimali olan iki başka gelişme söz konusu: AB dahiline sıvılaştırılmış doğalgaz ithalatının muazzam artması, buna ve Avrupa doğalgaz pazarındaki devlet kontrolünün kaldırılmasına bağlı olarak uzun vadeli tedarik anlaşmaları ve sabit petrol fiyatından piyasaya bağlı spot fiyatlara geçilmesi.
Bununla beraber, Rusya’nın doğalgaz politikasının ana hedefi ekonomik değil, siyasi; yani Avrupa’da Sovyet sonrası düzeni değiştirme hedefini ileri götürmek. AB’den ziyade Ukrayna’yla ilgili bir arayış bu. Ukrayna’nın yeni başbakanı Mykola Azarov, Putin ortak bir basın toplantısında Ukrayna ve Rusya doğalgaz şirketlerini birleştirmek yönünde beklenmedik bir öneriyle karşısına çıkınca afalladı. Ukrayna hükümetinin Rusya’nın Karadeniz filosunun Kırım‘daki konuşlanma süresinin uzatılmasına razı olmasından (parlamentoda fiziksel şiddete yol açan bir karardı bu) farklı olarak bu öneri, statükonun uzatılması değil, gözden geçirilmesi yönünde açık bir talepti.

Azerbaycan da hedefte

Baltık’taki Kuzey Akım boru hattı ve Karadeniz’deki aşırı pahalı Güney Akım boru hattıyla Rusya kendisiyle AB arasında Ukrayna’yı pas geçen ve Nabucco’nun altını oyan doğrudan doğalgaz bağlantıları oluşturmaya çalışmıyor sadece. Esas hedef Ukrayna’nın yanı sıra Avrupa’ya Rusya’dan bağımsız olarak doğalgaz tedarik etmek isteyen Azerbaycan ve Türkmenistan üzerinde de baskı oluşturmak. Bu hedeflere ulaşıldığında ve/veya Nabucco işlemeye başladığında, Güney Akım rafa kaldırılacaktır, zira ekonomik açıdan mantığı yok.
Avrupa ve ABD Rusya’nın bu meydan okumasının farkında. Şimdi yapılması gereken, ülkelerinin geleceğini Avrupa’da gören Ukraynalıların yanında saf tutmak, Nabucco üzerinden güney koridorunu açmak ve ortak bir Avrupa enerji pazarının geliştirilmesini hızlandırmak. Kararlı bir Avrupa politikası Rusya’yla ilişkileri germekten ziyade geliştirecektir, çünkü daha fazla açıklık ve kestirilebilirlikle sonuçlanacaktır. (1998-2005 arasında Almanya dışişleri bakanlığı ve başbakan yardımcılığı yaptı, 20 yıl boyu Alman Yeşiller Partisi’nin liderlerindendi, Ocak 2009’dan beri Nabucco projesinin danışmanlarından biri) (Joschka Fischer. Çeviri: Radikal)

Diğer Haberler

Bizi Takip Edin

26,500BeğenenlerBeğen
3,252TakipçilerTakip Et
3,989AboneAbone Ol
- Reklam -spot_img

Güncel Haberler